Nasıl ki para; servet sahiplerinin, işveren kesimlerinin siyasal mücadeledeki en önemli silahı ise, sayı ve örgüt ise işçilerin ve onun da ötesinde geniş halk kitlelerinin gücünü oluşturur. Serveti olan her kişi, tek başına bile siyasal yaşamda etkili olabilir. Ama ücretli ya da dar gelirli toplum kesimlerinin siyasal yaşamda ağırlık taşıyabilmeleri, sayılarına ve örgütlenme düzeylerine bağlıdır. Teker teker hiçbir ağırlık taşımayan bu kişiler, kalabalık örgütler oluşturduklarında siyasal kararları etkileyebilirler.Hatta kendilerinden yana siyasal iktidarların ortaya çıkmasını sağlayabilirler.
Çoğulcu bir demokraside para işveren için ne ise, örgüt de işçi için odur. Sağlıklı bir güç dengesinin oluşabilmesi, iki tarafın da elindeki mücadele aracını eşit koşullarda kullanmasına bağlıdır. Paranın siyasal amaçlarla kullanılmasına kapıları açarken,örgütlenmelere sınırlar getirirseniz denge bozulur.
Servet sahipleri siyasal yaşamda ağır basmaya başlarlar. Çıkarlarını ve görüşlerini yeterince savunamayan toplum kesimleri ise bunalıma itilmiş olur.Toplum çalkantılara gebe hale gelir.
Varlıklı toplum kesimlerinin oluşturdukları ‘kadro partileri’ az sayıda üyeden oluşan komitelere dayanıyordu. Çünkü birkaç topraksoylu ve kentsoylunun bir araya gelmesiyle
parti’nin masraflarını karşılamak olanaklıydı.
Oysa benzeri bir olanağı kendinden yana bir partiye sağlayabilmeleri için,on binlerce dar gelirlinin küçük ödentilerinin üst üste konulması gerekiyordu.
‘Sendikalar’ ve kitle partileri, emekçi ve dar gelirli kitlelerin siyasal yaşamdaki ağırlıklarının artmasında iki önemli aşamayı oluşturmuştur.Grev ve toplu sözleşme hakkı sendikaların ,oy hakkının genişlemesi ise siyasi partilerin gücünü arttırmıştır.Sendikaların ve benzeri meslek örgütlerinin partilerle doğrudan ilişki kurmalarıyla da,para gücünün karşısına bir sayı ve örgüt gücü çıkmıştır.Çoğulcu demokrasiler işte bu dengenin üzerinde durabilmektedirler.Özgürlükler bu denge ölçüsünde gerçeklik kazanabilmektedir.
Sayı ve örgüt gücü,savaş teknolojisinin çok geri olduğu, teke tek çarpışmanın savaşların sonuçlarının belirlenmesinde başrolü oynadığı dönemlerde,sayısal çokluk iç siyasette fazla bir ağırlığa sahip değildi.Siyasal çatışma,hemen yalnızca seçkinler arasında oynanan bir oyun gibiydi.Zamanla savaş teknolojisi geliştikçe sayının dış siyasetteki önemi azalırken,tersine iç siyasetteki önemi arttı.Tüm yurttaşlara eşit oy hakkının tanınmasıyla da, bu önem doruk noktasına vardı.
Bir görüşe göre; her bireyin tek oya sahip olduğu bir siyasal rejimde,sayı gücü para gücünden daha büyük bir güce sahip olmaktaydı.Sağcı hükümetler bile.İktidarlarını koruyabilmek için geniş halk kitlelerinin istem ve eğilimlerine öncelik tanımak zorundadır.Karşıt görüş ise,halkı etkileyecek kitle iletişim araçlarının para sahiplerinin denetiminde olduğunu,bu nedenle de onların çıkarları doğrultusunda yönlendirileceğini savunmaktadır.
Geniş halk kitlelerinin yeterince bilinçli ve örgütlü olmadıkları ortamlarda para gücünün siyasal çatışmada belirleyici olması beklenebilir. Ancak,sendika,kooperatif,dernek ve nihayet siyasi partiler aracılığıyla örgütlenmiş küçük ödentilerin bir araya gelmesiyle belirli bir parasal güç oluşturmuş kitleler söz konusu olduğunda durum farklıdır.Sayısal çokluk,ancak bilinçli ve örgütlü olduğunda toplumsal ve siyasal bir güce dönüşür.Yoksa,örneğin tek işveren karşısında tek işçinin,tek tüccar karşısında tek küçük çiftçinin hiçbir ağırlığı olamaz.Siyasal çatışmanın yalnızca seçkinler arasında geçtiği dönemlerde,bilinçsiz kalabalıkların zaman zaman kendiliğinden oluşan ayaklanmaları bile, onlar lehine hemen hiçbir şeyi değiştirmemiştir.
Sayı mı yoksa örgüt mü daha önemlidir?Bu soruyu örgütsüz çokluğa karşı örgütlü azınlığın daha etkili olacağı biçimde yanıtlayabiliriz.Bunda birincinin bilinçsiz,ikincinin bilinçli olmasının rolü de büyüktür.Günümüz toplumlarında,kitleler örgütlendikçe varlıklı toplum kesimleri de örgütlenmek gereğini duymaktadır.
Örgütlenmenin siyasal yaşamda daha etkili olduğunun görülmesi,örgütlenmemiş toplum kesimlerini de örgütlemeye zorlamaktadır.Siyasal çatışma artık örgütler arası bir çatışmadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder